Kuran ayı Ramazan! Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan, Hoş geldin... Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan, Hoş geldin Kur’an ayı. Hoş geldin mağfiret ayı. Hoş geldin bereket ayı. Hoş geldin fakirlerin umudu. Hoş geldin En Güzele Peygamberliğin geldiği ay. Hoş geldin gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru. Hoş geldin bedenimize şifa olan oruç ayı. Hoş geldin ruhumuza esenlikler veren kutlu ay. Hoş geldin şeytanların zincire vurulduğu, cehennem kapılar kapandığı, cennet kapılarının açıldığı ay. İlk teravih ile kendisini karşılayacağımız, ilk sahura kalkarak kendisine hazırlık yapacağımız Ramazanın arifesinde ilk olarak şu sorulara cevap bulmak suretiyle Ramazan ayını değerlendirmeye başlayacağız. Ramazan ayı neden önemli? Neden başka bir ayda değil de Ramazan ayında oruç ibadeti emredildi? İndirilmeye başlandığı aya değer veren o ayı onbir ayın sultanı yapan, indirildiği geceye değer veren o geceyi bin aydan daha hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim, 1400 yıldan beri kimin kalbine nüfuz ediyor, onun hayatına giriyor ise onu da değerli yapıyor, kamil insanlar seviyesine çıkarıyor. Ramazanın değerini daha iyi anlayabilmek, ondan daha iyi istifade edebilmek için Ramazan ayının neden önemli olduğunu, neden bu aya kıymet verildiğini öncelikle idrak etmemiz gerekmektedir. Ramazan ayının çok kıymetli olması Yaratanımızın kendisine kıymet vermesiyledir. Bu ayda İnsanlığa son ilahi kitap indirilmeye başlanmıştır. Karanlıklar içerisinde kalan ve cehalet dönemini yaşayan insanoğlu Kuran’ın inmesiyle altın çağını yaşamaya başlamıştır. Sahabeler Efendimiz tarafından gökte parlayan yıldızlara benzetilmiştir. Bu dönüşümün yaşanmasının ana unsuru ise Kuran-ı Kerim’dir. Yaratanımızın Ramazan ayına verdiği kıymetin göstergesi olarak şu ayet-i kerimeyi yeniden hatırlayalım. Kuran-ı Kerim’de Ramazan ayı için şöyle buyrulmaktadır. “(O sayılı günler, Ramazan ayı), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.”(1) Kur’an Ramazan ayında inmiştir. Ramazan Kur’an ayıdır. Bu ayda Peygamber Efendimizle Cebrail bir araya gelirler Kur’an-ı Kerimi okurlardı. Bugün hem evlerimizde hem de camilerimizde okuduğumuz mukabelelerin ana menşei budur. Peygamberimiz (s.a.s.) ve Cebrail (a.s.)’ın sünnetini bugün Ramazan münasebetiyle tekrar etmekte ve bu önemli buluşmayı bizlerde gerçekleştirmekteyiz. Kuran bir aya on bir aydan daha fazla değer katmıştır. O ayı (ramazan ayını) on bir ayın sultanı yapmıştır. Yine Kuran bir günü bin aydan daha hayırlı kılmıştır. Kendisinde inmeye başlayan Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Peygamber Efendimizin Peygamber olarak son insanlığa gönderildiği ilk gecedir. Ramazan ayı bu sebeple Peygamber ayıdır. Yürüyen Kuran olan Peygamberimizin hayatı bize en doğru yolu göstermektedir. Yazılı olan bir metnin hayata nasıl aktarılacağının cevabı Peygamberimizdedir. Kur’ana uygun bir hayat arzu edenler için Rehber Peygamberimizidir. Peygamber Efendimizin hayatını hayatına aktarmak isteyenler Kuran’a bakmalıdırlar. Etle tırnak nasıl ki birbirinden ayrılmaz ise Kuran ve Sünnet öylece birbirinden ayrılmaz. Bu aydan istifade etmek için riayet etmemiz gereken bir başka hususu ise Sevgili Peygamberimizin sünnetine riayet etmektir. Çünkü İslam Dininde, Kur’an-ı Kerim’den sonra bilgi ve uygulama açısından en büyük kaynak, Hz. Peygamberin Sünneti kabul edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de tafsilatlı bir şekilde yer almayan emirlerin ve yasakların uygulama sahasına çıkması hep Sünnetle olmuştur. Abdestin alınış şekli, namazın kaç rekât olduğu ve nasıl kılınacağı, zekâtın nisap miktarı ve hangi mallardan zekât verileceği, haccın yapılış şekli gibi daha birçok ibadet Sünnetlerle bilinebilmektedir. Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz, “Ben namazı nasıl kılıyorsam sizde öyle kılın” ve “ Hac ibadetinizin usullerini benden alın” buyurmuştur. Yeni bir Ramazana kavuşmanın heyacanı içerisindeyiz. Ramazana ulaşmak çok önemlidir. Çünkü bu ayda yalnız Allah (c.c.) rızası için oruç tutar isek, ibadetlerimizi yalnız O’nun rızası için yerine getirir isek, Kur’an-ı Kerim’in o feyizli ve bereketli dünyasından istifade etmeye çalışır isek günahlarımız affedilecektir. Her Ramazanda hatırladığımız ve hatırlattığımız şu hadisi yeniden hatırlayalım. "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."!(10) Bu hadisin sırrına mazhar olmak ve affedilenlerden olmak çok büyük nimettir. Bu sebeple Ramazan ulaştığımızdan dolayı Rabbimize hamd ediyoruz. |
1267 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |