Paris bölgesinde bazı camiilerde sakal-ı şerif cemaatle buluşuyor.
Paris bölgesinde bazı camiilerde sakal-ı şerif cemaatle buluşuyor.
Birkaç yıl öncesinde bölgemiz St Gratien cemaati de sakal-ı şerif ile buluşmuş duygulu anlar yaşanmasına vesle olmuştu. Özellikle Paris ve yakın banliyolarında bulunan mescitler içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı münasebeti ile Sakal-ı Şerif ile şeref buluyor.
Ramazan ayı müddetince Fransa'da paris'te bulunan birkaç Sakal-ı şerif belirli vakit namazlarında ve özellikle teravih namazları sonrasında cemaatle buluşturularak Allah Rasulu (sav) 'in saç ve sakalından oluşan birkaç parçayı kendi gözleri ile görebilme saadetine ererken Salavatlar eşliğinde kırk bohça içerisinde saklanan sakal-ı Şerif-i gören kalbi Allah ve Rasulunun aşkı ile yanıp tutuşan sevdalı kalplerde birbaşka manevi hava ve alemlerin efendisi Allah Rasulu (sav)'e ait minicik bir parçayı bile görebilmek o çırpınan gönüllerde hasret ve gözyaşı oluverip gözlerden süzülüveriyor.
Ramazan ayı müddetince Paris ve yakın banliyoları bütün Fransa genelinde ziyarete açılacak olan sakal-ı Şerif yine peygamber sevdalıları'na duygulu anlar yaşatmaya devam edecek.
Hangi şanslı müslüman bu şerefe nail olacak. Hep beraber bekleyip görecegiz.
Sakal-ı Şerif
Peygamber efendimizin mübarek sakal-ı şeriflerinden Müslümanlar tarafından alınıp, teberrüken (bereketlenmek için) saklanan ve günümüze kadar gelen mukaddes emanete verilen ad. “Lıhye-i seadet” ve “Lıhye-i şerif” diye de bilinen sakal-ı şerif mübarek ay, gün ve gecelerde Müslümanlar tarafından ziyaret edilmektedir.
Eshab-ı kiramın (radıyallahü anhüm) hepsi Peygamber efendimizi çok severdi. Bu sebeple O'nun bildirdiklerine göre, yaşamaya gayret ederler; O'nun hatırası olan şeyleri muhafaza ederek mübarek sayarlardı.
Resulullah efendimizi Hudeybiye Gününde Hıraş bin Ümeyye el-Huzai, Veda Haccında da Ma'mer el-Adeviyye bin Ebu Süfyan tıraş ettiler. Başka zamanlarda da Peygamber efendimizi tıraş edenler oldu. Eshab-ı kirama da saç ve sakallarını kestirmelerini emir buyurdu. Bu emri yerine getirenler için de: “Ya Rabbi! Saç ve sakalını kestirenlere sen rahmet eyle.” diye dua buyurdu. Tıraş olduğu zaman saç ve sakal kıllarının Eshab-ı kirama dağıtılmasına izin verdiler. Tirmizi'nin rivayetine göre, Resulullah efendimiz önce sağ tarafını tıraş ettirdi ve bu sakallarını Ebu Talha'ya verdi. Sol tarafını da tıraş ettirerek diğer Eshab-ı kirama dağıtılmasına izin verdi.
Eshab-ı kiram Peygamberimizden bir nişane ve alamet taşımakta büyük gayret ve istek gösterirlerdi. Halid bin Velid radıyallahü anh, Ebu Talha'dan Peygamber efendimizin kesilen saç ve sakallarının bir tutamını aldı. Bu mübarek kılları bir muhafaza içine koyarak başlığı içinde vefatına kadar taşıdı. Gazalardaki muvaffakiyetinin ve muzafferiyetinin sırrı sorulunca da bu mübarek kıllar olduğunu söylerdi.
Başta Eshab-ı kiram olmak üzere diğer Müslüman devlet adamları, vezirler, kumandanlar ve Müslüman ahali bu geleneği devam ettirdiler. Ellerinde bulunan sakal-ı şeriflere kıymetli ve sanatlı muhafazalar yaptırdılar. Bu muhafazalar içinde saklanan ve hususi mekanlarda muhafaza edilen sakal-ı şerifler Müslümanlar tarafından bereketlenmek maksadıyla ziyaret edildi. ÖzellikleHorasan, Anadolu, Mısır ve Cezayir'de yaşayan Müslüman ahali sakal-ı şeriflere özel itina gösterdiler. Bu ülkelerde köy mescitlerinde hatta bazı zengin konaklarında sakal-ı şerif bulunduruldu.
Sakal-ı şeriflerin muhafazası daha ziyade iki ucu balmumu ile kapatılmış silindir şeklindeki şişelerde olmaktadır. Bunların kenarları altın çerçeveli, zebercet, zümrüt, elmas taşlı sanatlı olanları da vardır. Bu muhafazalar kırk kat bohça içinde bir kutuya konur. Bu kutular yine kırk kat bohçaya sarılarak özel olarak yapılmış olan sandukada saklanır. Sanduka üzerine yeşil bir örtü örtülerek bulunduğu binanın en saygıdeğer köşesinde, camilerde minberlerin son basamağından sonraki sahanlıkta yüksekçe bir rahle üzerinde muhafaza edilir.
Sakal-ı şerif ziyaretleri mevlit kandillerinde, kadir gecelerinde, yatsı ve teravih namazlarından ve Cuma günlerinde cuma namazından sonra yapılır. Salatü selamla bulunduğu yerden alınarak, mihrabın önünde yüksek bir sehpa üzerine konur. İmam Efendi ve mahallenin güzel sesli hafızları beraberinde tehlil ve salatü selam okunarak önce erkekler tarafından ziyaret edilir. Daha sonra da kadınlar ve çocuklar ziyaret eder. Ekseriyetle sakal-ı şerif bohçasının kenarının öptürülüp başa konulmasıyla ziyaret tamamlanır ve yine aynı saygı ile eski yerine konur. Sakal-ı şerif bulunmayan yerlere, geçici olarak götürülmesinde ve ziyaret edilmesinde bir mahzur yoktur.
Bugün İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Mukaddes Emanetler bölümünde Hırka-i Seadet dairesinde altmışa yakın sakal-ı şerif bulunmaktadır. Bunlardan yirmi dört kadarı altın ve kıymetli taşlarla süslü muhafazalarda veya sedef kakmalı kutularda saklanmaktadır. Bu sakal-ı şeriflerden başka gerek Anadolu'nun, gerekse diğer İslam memleketlerinin pekçok yerinde bulunan sakal-ı şerifler Müslümanlar tarafından saygı ve hürmetle korunmakta, mübarek gün ve gecelerde ziyaret edilerek bereketlenilmektedir.