Mübarek Ramazan ayı bitti ama güzellikleri devam edebilir.
Zamanı dilimlere ayırırsak, Ramazan’ın, bu dilimlerin en değerlisi olduğunu görürüz. Zamanın bir parçası olduğu için akıp giden zamanla beraber o da hayatımızdan çıkacaktı ve çıktı; ama biz onu, bize kazandırdığı güzellikleri yaşayarak ve daha da zenginleştirerek Ramazan’ın ruhunu tekrar yaşayarak o coşkuyu devam ettirebiliriz. Ramazan’da şeytanlar zincire vurulmuş, biz de onların yakınına sokulmayarak kendimizi koruyabilmiştik. Artık şeytanlar serbest. Bizi asla hiçbir şeye zorlayamayacak olan şeytanla mücadelede artık biraz daha güçlenmemiz gerekecek. Bundan sonra şeytanın kendine ait zincirlerden kurtulduğu bu zamanda, sıra bizim ona zincir vurmamıza geldi. Şeytana zincir vurmanın yolu da Ramazan’da onu zincire vuran şartları iyi değerlendirip onun içimizdeki yardımcısı olan nefse karşı dikkatli olup onun süfli isteklerine boyun eğmemekten geçiyor. Allah Rasulü (sas) “Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra buna Şevval ayından altı gün oruç ilave ederse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Müslim, Sıyam, 204) buyuruyor. Ramazan orucunu hakkıyla tutan bir insan için bütün seneyi oruçlu geçirmek söz konusudur. Ramazan orucunu sadece midesine tutturanlar orucun ruhunu bütün seneye yayamayacaklardır. Senenin tamamı da Ramazan hassasiyetiyle yaşanırsa orucun ayrı bir değeri vardır. Efendimiz’in yukarıdaki hadisini şöyle anlayabiliriz. Ayet-i kerimede “Kim Allah’a güzel bir iş ve iyilik yaparak Allah huzuruna gelir, ona on misli verilir; kim de bir kötülükle gelirse, sadece kötülüğüne denk bir ceza görür ve hiç kimseye haksızlık edilmez.” (En’am, 6/160) buyrularak genel bir hüküm verilir. Buna göre Ramazan’da otuz gün oruç tutulup buna Şevval ayında altı gün daha eklenirse otuz altı gün oruç olur. Her iyilik on kat karşılık görünce bu üç yüz altmış eder. Bazı günlerde oruç tutmak zaten haramdır. Bu matematik olarak böyledir. Ama bunun yanında Efendimiz bütün seneyi oruçlu geçirme hedefini göstermektedir. Allah Rasulü’nün bazı ifadeleri bir vak’ayı dile getirirken aynı zamanda bir hedef göstermektedir. Burada bütün seneyi oruçlu geçirmenin yolu gösterilirken aynı zamanda önümüze bütün sene oruçlu gibi yaşama hedefi konulmaktadır. Ramazan’da iftar çadırları, evlerimiz ve benzeri uygun yerlerde ihtiyaç sahiplerini düşündük, en azından onların dertleriyle dertlendik. Şimdi Ramazan bitti; ama fakirler ve ihtiyaç sahipleri hâlâ var. Onlar varsa “Biz de varız.” diyerek bu mübarek ayda kazandığımız güzel hasletleri devam ettirebiliriz. İftar çadırları Ramazan’a ait özel bir uygulama olsa bile değişik vesileleri değerlendirerek fakirleri düşünmek Müslümanca yaşamanın gereğidir.
alıntıdır
|
1901 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |