Kurban Kesmenin Hikmetleri "Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşru' kıldık (emrettik). 1 - Kurban kelimesi, lügatta, kendisi ile Allah'a yaklaşılan şey manasına gelir. Bu isimden de anlaşıldığı gibi kurban; Allah'a yaklaşma ve O'nun rızasını kazanma vesilesidir.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:
"Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşru' kıldık (emrettik).
Allah'ın rızık olarak verdiği dört ayaklı davarlar üzerinde (yalnız) Allah'ın ismini ansınlar (o davarların) gerçek sahibinin Allah olduğunu bilsinler) diye... O halde hepiniz O'na teslim olun. (Habibim)! Sen itaatli ve mütevazi olanları (ebedi saadet ve selametle) müjdele.." (el-Hacc, 34). Bu ayette kurban kesmenin, Allah'ın hatırlanması, yeryüzünde mevcut bütün hayvanların Allah'ın mülkü olup, sırf rahmet eseri olarak insanların istifadesine verilmiş olduğunun bilinmesi için emr olunduğu belirtilmektedir. İnsan zamanla gaflete düşüp, sahip olduğu malın, mülkün, servetin Allah'ın kendisine bir lütfu olduğunu unutabilir. Karun gibi her şey'e kendi çalışmasıyla, bilgi ve meharetiyle sahip olduğunu vehmederek, kendisinde bir kudret ve kuvvet görmeye, İlahi nimetleri şahsına maletmeye başlar. Gururlanıp, haddini aşar İşte kurban emri, ona, sahip olduğu mal ve mülkün, bağ ve bostanın, hayvanların, servet ve paranın Allah'ın bir ihsanı ve lütfu olduğunu ve asıl mal sahibinin Allah bulunduğunu hatırlatır. O'nun izni ve müsaadesi olmadan hiçbir şey'e sahip olunamayacağını bildirir. O da gururu bırakıp mahviyet ve tevazua girer. Hakiki kulluk tavrını takınır, şükür vazifesini ifaya çalışır. Bu hal ise, onun Allah'a yaklaşmasına ve rızasını kazanmasına bir vesile teşkil eder. 2 - İnsanın yaptığı bütün ibadetler gibi kurban kesmesine de Allah'ın ihtiyacı yoktur. Ancak Allah, kurban kesme emriyle kullarını imtihan etmekte, onların takvalarını, ilahi emre itaattaki titizliklerini, Allah'a yakınlık derecelerini ölçmektedir. Hacc suresi, 37. ayette bu husus şöyle belirtilir: "Onların ne (sadaka edilen) etleri, ne de kanları hiçbir zaman Allah'a (yükselip) erişmez. Fakat sizden O'na (yalnız) takva (Allah'ın emirlerine itaat ve yasaklarından ictinab titizliği) ulaşır..." Bu ayette de görülüyor ki, kesilen kurbanlarda gaye; ihlas, takva ve Allah'a yaklaşmadır. Maksad, Allah'ı verdiği nimetleriyle hatırlama ve O'nun rızasını kazanmaktır. Bu maksad ve gaye olmadıktan sonra kesilip dağıtılan etlerin, akıtılan kanların, ne kadar çok olursa olsun, Allah katında hiçbir değer ve kıymeti yoktur. 3 - Kurban aynı zamanda Hz. İsmail'in (A.S.) Allah için kurban edilmekten bir lütuf eseri olarak kurtuluşunun hatırlatılmasına da vesiledir. Cenab-ı Hak, İbrahim'i (A.S.) büyük bir imtihana tabi tutmuş, sevdiği biricik evladını Allah için kurban etmesini istemiştir. Hz. İbrahim ile oğlu İsmail, her ikisi de bu isteğe, tam bir teslimiyet ve sadakat içinde uymuşlardır. Hazret-i İbrahim oğlunu kesmek üzere yatırmış ve bıçağı boynuna çalmıştır. Fakat bıçak İsmail'i (A.S.) kesmemiştir. Çünkü Cenab-ı Hakk'ın muradı, Hz. İsmail'in kesilmesi değil, baba-oğul iki şanlı nebinin erişilmez teslimiyet ve sadakatlarının, feragat ve fedakarlıklarının, melekler ve kıyamete kadar gelecek bütün insanlar tarafından bilinmesi, daima hatırlanması idi. Bu hikmet tahakkuk ettiği için, bıçağa İsmail'i kesmemesini emr etmiş; Hz. İsmail'in yerine onlara Cennetten bir koç göndererek onu kurban etmelerini istemiştir. İşte kurban kesmek; bu büyük ve ibretli hadisenin yıldönümünü kutlamak mahiyetindedir. 4 - Her yıl müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu, bir bakıma, bir müslümanın Allah'a ibadet ve onun emrine uymak için her şey'ini feda edebileceğinin, Allah yolunda bütün varlığından vazgeçebileceğinin sembolik bir ifadesi olmaktadır. 5 - İslamın koyduğu kurban kesme hükmü, aynı zamanda insanlar için büyük bir nimet ve rahmettir. Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına bir lokma et koyamamış fakirler, kurban bayramı münasebetiyle bol bol et yeme fırsatına kavuşurlar. Fazla gelen etleri kavurma yapıp uzun zaman o etten faydalanma imkanını elde ederler. İslamın sosyal adaleti te'min edici bir hususiyeti de böylece ortaya çıkmış olur.
Sorularla İslamiyet
|
1496 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |