İslamofobi Müslümanofobi oldu. İslam Karşıtı Saldırılar Müslüman Profilini Hedef Alıyor. Strasbourg Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akgönül: "Günümüzde İslamofobi olarak tanımladığımız durum aslında Müslümanofobidir" "İslamofobi aslında Batı Avrupa'ya ait bir fikir akımı" AA muhabirinin, Avrupa'daki ırkçılık ve İslamofobi konularına ilişkin sorularını yanıtlayan Akgönül, İslamofobi'nin aslında Batı Avrupa'ya ait bir fikir akımı olduğunun altını çizdi. Özelikle Batılı entelektüel kesimde birtakım nedenlerle İslam'ın "tehlikeli bir din" gibi algılandığını belirten Akgönül, İslamofobi'nin fikir akımı olarak kalması durumunda bir sorun oluşturmayacağını söyledi. Akgönül, "Eğer nefret söylemi yoksa, hedef gösterilmiyorsa ayrımcılık için taban oluşturulmuyorsa her ifade var olur. Fikir akımı 'İslam kötüdür' derken, nefret söylemi 'Müslüman kötüdür' der. Aradaki fark budur" değerlendirmesini yaptı. Günümüzde ortaya çıkan ırkçı saldırıların aslında İslam'a değil Müslüman'a yönelik olduğunun altını çizen Akgönül, şunları kaydetti: "İslamofobi olarak tanımladığımız durum aslında 'Müslümanofobi'dir. Yani, durum düşünce akımından bireysel düzeye çekilmiştir. Asıl korkulan, nefret edilen İslam dini değil, Müslüman olan kişi ve hatta Müslüman profiline benzeyen kişidir. Almanya'daki dönerci cinayetlerinde öldürülen kişilerden birinin Yunan olması tesadüf değildir." Osmanlı'da farklı dinlere sahip olanların yüzyıllarca birbiriyle sorunsuz yaşaması örneğini de değerlendiren Akgönül, Osmanlı döneminde "grup" kavramının ön plana çıktığını vurguladı. Duruma, farklı grupların birlikte yaşaması anlamına gelen İtalyanca "convivenza" kavramıyla örnek veren Akgönül, "Dokunmadan, karışmadan beraber var olmaktan ibaretti. Farklı grupların teması ancak zaruri durumlarda mevcuttu, ticarette olduğu gibi. Tolerans ise ancak pragmatik kullanımda vardı" diye konuştu. Akgönül, Fransa'da 2004'te yaşanan banliyö ayaklanmalarının dünyaya "Müslüman ayaklanması" gibi yansıtıldığını hatırlatarak, olayların aslında sınıf çatışmasından kaynaklandığının altını çizdi. Banliyölerde, inşası sanayi devrimine dayanan "Habitation a loyer modere" (HLM) şeklindeki toplu konutların, çalışmak için büyük şehirlere göç edenleri, yerel halktan ayırmak için oluşturulduğunun altını çizen Akgönül, bu durumun sınıf çatışmasını ortaya çıkardığını belirtti. Akgönül ayrıca, artan ırkçı saldırılarda Avrupa'nın yaşadığı ekonomik krizin de etkisi olacağının altını çizerek, "Ekonomik kriz ya da refah, her ikisi de ırkçılık doğurur. Az da, çok da paylaşılmaz" dedi. aa |
1244 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |