• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Brüksel Tesilciliği Açılıyor
İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu: "İslam, Avrupa'da misafir değil, evin fertlerinden biri olarak  görülmeli"   " Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyacı olduğu gibi, Avrupa'nın Türkiye'ye daha büyük ihtiyacı vardır"

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Avrupa'nın Müslümanları misafir olarak değil, evin fertlerinden biri olarak görmesi gerektiğini söyledi.











İİT'nin Brüksel Temsilciliği'nin açılışını yapmak ve AB yetkilileriyle temaslarda bulunmak için Brüksel'e gelen İhsanoğlu, AA ve TRT'ye konuştu.


Yarın AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'la açacakları Brüksel Temsilciliği ile AB ile münasebetleri daha da ilerletmek istediklerini belirten İhsanoğlu, "İslam dünyasıyla Avrupa arasında münasebetlerin daha güçlü olması, ortadaki lüzumsuz hassasiyetlerin kalkması ve İslamofobi ile ciddi şekilde mücadele etmek lazım" dedi.

İhsanoğlu, "İslam'a karşı nefret söylemleri, düşmanlık, ayrımcılık politika malzemesi yapılmamalı. Siyasi malzeme yapılırsa bu iki ucu keskin bıçak gibi olacaktır. Bunun neticelerini Norveç'te, Fransa'da, Avrupa'nın başka yerlerinde gördük" uyarısında bulundu.

AB'nin "İslamcı terörist" ifadesini lügatinden çıkarmasının önemli bir adım olduğunu fakat bunun yerine "cihadist" tanımının kullanılmasının da doğru olmadığını belirten İhsanoğlu, şunları kaydetti: 

"Fakat şurası bir gerçek ki bu tür kelimeleri kullanan o teröristlerin kendileridir. Siz bu yaptığınız şiddet eylemlerinde cihat adını, İslam adını kullanma salahiyetini nereden alıyorsunuz? Bu soruyu yüksek sesle seslendirmemiz lazım. Dünya kamuoyuna bu insanların İslam adına cihat ilan etme haklarının olmadığını, bu kelimeleri, bu tabirleri kullanma imkanına sahip olmadıklarını, ayrıca cihadın manasının başkasını öldürmek olmadığını açık bir şekilde tarihi delilleriyle dini gerekçeleriyle izah etmemiz lazım."

İhsanoğlu, "İslam dünyasında şiddet, radikalizm, aşırılıklar artıyor. Korkuyorum bu artış devam edecektir. Afrika ve Arap dünyasına daha da yayılacaktır. Bunun nedenlerini araştırdığınız zaman bu ülkelerin sosyoekonomik gelişmelerini tamamlayamadıklarını, siyasi hürriyetlerin, ifade hürriyetinin olmadığını, siyasi partilerin meşru şekilde kurulamadığını, gençlerin siyasi gündem ve emellerini yeraltı örgütleri aracılığıyla veya şiddete başvurarak gösterdiklerini görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Avrupa, Hristiyan-Yahudi-Müslüman medeniyeti olarak kabul edilmeli"

İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu, II. Dünya Savaşı öncesine kadar kendisini Hristiyan medeniyeti, sonrasında ise Hristiyan ve Yahudi medeniyeti olarak tanımlayan Avrupa'nın İslam'ı dışarda bırakmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.

İhsanoğlu, "Biz diyoruz ki bu eksiktir. Çünkü bu, İslam medeniyetinin Batı medeniyetindeki çok önemli, derin tesir yaratan rolünü yok farz etmektir. Halbuki bugün Batı hümanizminin, Rönesans'ın, bilim devriminin ardında İslam mütefekkirlerinin, filozoflarının, bilim adamlarının, matematikçilerinin, astronomlarının çok büyük katkıları vardır" dedi.

Bu durumu hiçbir tarihçinin inkar etmediğini vurgulayan İhsanoğlu, şöyle konuştu: 

"İslam Avrupa'da misafir değil, evin fertlerinden biri olarak  görülmeli. Bizim tezimiz budur. Bu bir günde başarılacak bir şey değil ama uzun vadede başarıldığı zaman, nasıl ki II. Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa hüviyetini tarif ederken Hristiyanlığın yanında Yahudi unsurunu kabul etmek durumuna geldi, ben de diyorum ki bu üçüncü unsuru yani İslam'ı da kabullenme yoluyla uzun vadede bu, bütün Avrupa'nın İslam dünyası ile ve özellikle Türkiye'nin üyeliği karşısındaki en büyük önyargı duvarı böylece kalkmış olacaktır."

Türkiye'nin uzun geçmişe dayalı AB üyelik sürecinde uğradığı muamelenin kendisinde hayal kırıklığı yarattığını dile getiren İhsanoğlu, "Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyacı olduğu gibi, Avrupa'nın Türkiye'ye daha büyük ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç zaman içerisinde artacaktır" dedi.

İslamofobi'nin antisemitizm gibi ya da Hristiyan düşmanlığı gibi aynı pencereden görülmesi gerektiğine işaret eden İhsanoğlu, İslam düşmanlığının siyasi çıkarlar için kullanılmasının nihayetinde sonuç vermediğinin Hollanda başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerindeki seçimlerde görüldüğünü belirtti.

Suriye krizi bağlamında Cenevre 2 sürecine destek veren İhsanoğlu, bu müzakerelerin sadece bir açıklamayla sonuçlanmaması ve BM Güvenlik Konseyi'nden bağlayıcı karar çıkarılması gerektiğini ifade etti. İhsanoğlu, "Bu savaş sırf Suriye'yi tüketmek değil, etrafa huzursuzluk saçmak, etrafının enerjisini tüketmek yoluna girebilir. Bir an önce barış için herkesin gereken fedakarlığı yapması lazım" diye konuştu.

İslam dünyasındaki mezhep eksenli gerginliği değerlendiren İhsanoğlu, "durumun çok tehlikeli bir hal almaya başladığı" uyarısında bulunarak, Irak savaşı sırasında Sünni ve Şii alimleri Cidde'de buluşturarak üstlendikleri başarılı inisiyatifin bir benzerini gerçekleştirme hazırlığında olduklarını söyledi.

İhsanoğlu, şunları kaydetti: 

"Maalesef son 2 sene içinde siyasetin tekrar dini kullanma gayretleri neticesinde, mezhep farklarının kaşınarak siyasi malzeme haline getirilmesi, durumu bugünkü tehlikeli noktaya getirmiştir. Biz şimdi birtakım teşebbüsler içerisindeyiz. Buradan Kahire'ye geçip bu konuyla ilgili bazı temaslar yapacağım. Yeni bir inisiyatif başlatıyoruz ve başarıyla sonuçlanacağını temenni ediyorum. Başarılı sonuçlanırsa görevimi  bırakmadan önce yapacağım en hayırlı hizmetlerden biri olacak."

Bu arada İİT Brüksel Temsilcisi'nin Azeri ve yardımcısının Türk diplomat olacağı açıklandı.

İhsanoğlu, yarın AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'yla da görüşecek.

aa
  
1113 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın