Eyüp Sultan camii'nin çinileri bakın nerede çıktı! Paris'te Louvre Müzesinde. İstanbul'un manevi mimarı Halid bin Zeyd Ebu Eyyub-el Ensari Hazretleri'nin (Radıyallahü anh) türbesini yeniden eski ihtişamına kavuşturmak için çalışmalar devam ediyor. Mayıs 2011'de başlatılan ve 6 ay olarak öngörülen restorasyon, ince işçilik gerektiren çinilerin onarımı ve kapsamın genişletilmesi sebebiyle bir süre daha sürecek. Yapılan çalışmalar, türbeden çalınan çinilerin Fransa'nın ünlü Louvre Müzesi'ne götürüldüğünü de ortaya koydu. Müzenin video görüntüleri bu iddiayı doğruluyor. Yarım ay şeklinde üçlü çini panonun altında yer alan yedili çini galerisinin beş parçası, Ebû Eyy'ub el-Ensari Hazretleri'nin türbesinden kaçırılan çinilere ait ve şu an Fransa'nın dünyaca ünlü Louvre Müzesi'nde sergileniyor. Müzede kurulan İslam Sanatları Galerisi'nin internet sitesinde, yedili çini galerisine ait yakın plan görüntüleri de incelendiğinde, türbedeki çinilerle örtüştüğü fark ediliyor. YABANCI DİŞÇİLER KAÇIRMIŞ Restorasyonu yürüten Hassa Mimarlık ekibi, bu iddiayı doğruluyor. Çinilerin çalınmasına dair iki tür iddia var. Bunlardan birincisi, çinileri 1920'de Fransız işgali sırasında 4 çuval eseri 'götürürken' suçüstü yakalanan Fransız dişçi Jean Bari'nin çaldığına dair. Eyüp Bostan İskelesi'nde Yahudi dişçi Bari tarafından çinileri çalındığına dair tutanakların tutulduğu bilgisi, Eyüp Belediyesi'nin düzenlediği sempozyumlarda dillendiriliyor. Bari'nin o ana kadar defalarca, türbeden çini kaçırdığı iddia ediliyor. İkinci görüşü ise, ünlü tarihçi Murat Bardakçı, 14 Ekim 2012 tarihinde Habertürk gazetesindeki köşesine taşıdı. Bardakçı, o yazıda Eyüp Sultan Türbesi'nin adını vermese de, Sultan Abdülhamid'in dişçisi Albert Sorlin-Dorigny ismine atıf yapıyor. Yabancı bir dişçinin, hırsızlık yaparak söktüğü çinileri Louvre Müzesi'ne satması, iki hikâyenin de ortak noktası! Ancak iki hikayenin olması, Eyüp Sultan'dan çalınan çinilerin yerine sahtelerinin konulduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türbede yer alan çiniler, inşa edildiği dönemde, muhtelif saraylardan devşirme olarak getirilmiş. Türbede, 15., 16. ve 17. yüzyıla ait çok değerli İznik, Kütahya çinileri var. Ancak birçok duvarda kompozisyon bozukluğu dikkat çekiyor. Bunun en önemli sebebi de, duvar yüzeyinden ayrılan çinilerin marifetle ve gelişigüzel monte edilmiş olması. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ihalesi gerçekleştirilen ve Hassa Mimarlık tarafından restorasyonu yürütülen türbede, bütün duvarlarda bulunan toplam 7678 adet çini teker teker numaralandırarak hasar tespitleri yapılıyor. Bistüri yardımı ile derzleri açılıp hassasiyetle sökülen çinilerin arkalarında bulunan çimento esaslı; doğal olmayan ve nefes almayan harç özenle temizleniyor. HEPSİNİ YOK ETMİŞLER Restorasyonun en önemli kazanımlarından birisi, türbedeki klasik kalemişlerinin ortaya çıkarılması. Söz konusu kalemişleri, daha önce yapılan müdahalelerde, boyayla ya da kireçle kapatılmış. Sekizgen bir yapı olan türbenin, bütün duvarları birbirinin aynı. Her duvarda bulunan lokmalı demir parmaklıklar, türbenin bir duvarında tuğla örülerek ve harçla sıvanarak kapatılmış. Şehadet Parlak, dış duvarda yoklama yaptıklarında, lokma parmaklığı bulduklarını söylüyor. Parlak, “Orayı açtıktan sonra pencere boşluğuna yerleştirilmiş dolabı yerinden alıp söveyi sağlamlaştırma çalışmaları yaptık. Bu sırada hatai motifi kullanılarak yapılmış klasik dönem kalemişine rastladık. Bütün pencere sövelerinde araştırma raspası yaptık. O kalemişlerinin hepsini yok etmişler. Ama bu pencere boşluğunda dolap olduğu için, buradaki söveye dokunamamışlar. Bütün sövelerin iç yüzeylerinde bu kalem işini devam ettireceğiz. Bilinçsizlikten ötürü mevcut sıva kazındığı için, Fatih döneminden kalan kalem işleri kaybolmuş. Ama ortaya çıkanları örnek alarak, aynı desen ve motif özellikleri ile kalem işini tamamlayacağız” diyor. Fatih Vural / Türkiye |
2984 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |