Le Figaro; 'Türkiye, Strasburg'da MADE IN FRANCE İslam'ına yatırım yapıyor ' Le Figaro; Strasburg Ilahiyat fakultesini degerlendirdi. 'Türkiye, Strasburg'da 'MADE IN FRANCE' İslam'ına yatırım yapıyor ' Liseden başlayarak, imamlar yetiştirecek olan bir Müslüman Kampüs projesi Ankara tarafından finanse edilmekte. Böylece Türkiye, diasporası üzerindeki etkisini muhafaza etmek istiyor. Proje şimdilik henüz inşaat aşamasında, fakat Fransa’daki Müslüman toplumunun, yani Türk kökenli toplumun en iddialı projelerinden biri. Şehir merkezi ve tren garına on beş dakika mesafede bulunan Strasburg’un Hautepierre mahallesinde, bulunan önümüzdeki yıl hizmet verecek olan Fransız- Türk kampüsünün, en az on beş milyon Euro’ya mal olacağı belirtiliyor. Şantiye sorumlularından biri ve Strasburg Müslüman çevrelerinin tanınan yüzü ve Sosyalist Belediyede Meclis Üyesi olan Şaban Kiper, “Postanenin, eğitim binası olarak kullandığı eski binayı, İlahiyat öğrencileri için derslikler olarak düzenlememiz ve biri lise olarak kullanılacak iki binayı asbestten arındırmamız gerekecek” dedi. Ayrıca yatılı okul da içeren projenin ölçeği ve iddiası, herkes için biraz sürpriz oldu. Hatta, Dinlerden de sorumlu olan İçişleri Bakanlığı da, şaşkınlığını gizleyemeyenlerden. 2010 yılında, ilk hedef, sadece Fransa’da büyüyen genç kuşak arasından imamlar yetiştirmekti. Yani, yirmi yıldır yapılmak istenen, İslam’ı Batı normlarıyla bağdaştırabilecek Fransız imamlar yetiştirmek. İmam yetiştirme konusu, çok ilerleme kat edilmeyen ancak, 90’lı yıllardan bu yana, ara ara sohbet konusu olan bir olaydı. Hükümet, konuyu daha iyi görebilmek için, Fransa’nın en iyi Din Hukuku uzmanlarından biri olan Francis Messner’e bir değerlendirme görevi verdi. Messner’in, bu Kasım ayı başlarına kadar, öneri ve sonuçlarını bir rapor halinde sunması gerekmekte. Başlangıçta Türk makamları, planlarını ilerletmek için Paris’in onayını beklemedi. 2010 yılından bu yana, dört (10.000 m2'den fazla) binanın sahibi olan şantiyeyi yürüten dernek (Fransız), yakın bir gelecekte, sahip olmayı hedeflediği gayrimenkul adedini tamamlamış olacak. Henüz dersliklere sahip olmayan üniversite, eğitimine başlamış durumda. Bir yılı aşkın bir süredir, on beş kadar öğrenci ile beş yıl sürecek olan bir eğitim programı bu sayede başlamış oldu. Verilecek olan diploma İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi onaylı olacak. Arapçanın öğretilmesiyle ilgili olarak, Strasburg Din Hizmetleri Ataşesi Fazlı ARABACI “dersler için gerekli, zira işlenen kaynakların temel dili Arapçadır” dedi. Önümüzdeki yıldan itibaren, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın mezun olduğu İmam Hatip Okulu modelinde bir lisenin başlangıcı yapılacak. Müfredatta, haftalık en az, altı saat Din Dersi mevcut. Şaban Kiper, “Okul, aynı zamanda, İlahiyat Fakültesine öğrencinin seçilebileceği bir yer. Yine burası, Fransa ile Avrupa’da İslam için mükemmel ve geleceği parlak bir merkez olacaktır” diyor. Amaç, Fransa’da yetişen gençlerden, din adamı kadroları yetiştirmekse de, yapılan bütün çalışmalar, Ankara’nın Diyanet İşleri’nin gözetiminde yapılmakta. Finansman ve öğretim elemanları Türkiye’den gelecek. Şu an için din Hizmetleri Ataşesi ve Fransa'yı çok iyi bilen Prof. Dr. Fazlı ARABACI, bu projede önemli bir isim. ARABACI, 1988-1994 yılları arasında Diyanet tarafından Corbeilles’e imam olarak gönderilmişti. 2009 yılında Strasburg’a, Konsolosluğa bağlı Din Hizmetleri Ataşesi olarak gönderildi. Tıpkı Cezayir ve Fas gibi, Türkiye de, Fransa’da dört yıllığına görevlendirdiği, 150 kadar imamın maaşlarını ödüyor. Bu sayı gerekli ihtiyaçları karşılamamakta. Fransa’da bulunan Türk'lere ait 400 resmi camiden, 250’si Diyanet’e (ditib)'e baglı bulunmakta. Ancak Paris, Ankara’dan gönderilen imamların sayısını azaltmak istiyor. Bunun sebeble Türkiye, Strasburg’da bir kampüs kurmaya karar verdi. Murad ERÇAN, “Fransa İslam’ının yönetici ve aydınlara ihtiyacı olduğunu” savunuyor. Elbette öyledir, ancak, Türk Hükümeti, yetiştirdiği bu kadrolarla, diasporasının üzerinden elini çekmemektedir. Projenin öncülerine göre, Strasburg’daki projenin tamamlanması bütün Avrupa’yı ilgilendirebilecek. Projede görev alan Şaban KİPER ve Murad ERÇAN, bu konuda, Ankara’nın hâkimiyetinden bahsedilmesinden hoşlanmıyor. Kiper, Fransa’nın da, yurt dışında pek çok Fransız Lisesi ve Kültür Merkezi olduğunu” belirterek, bu düşünceye itiraz ediyor ve “Bağımsız olan üniversitenin, gelecekte, Fransız makamlarından diploma denkliğini istediği veya lisenin Milli Eğitim Bakanlığı ile sözleşme yapmak istediği takdirde Fransız yetkililerin de, söyleyecekleri sözler olacağını” belirtiyor. Tabi, yine de, mezun olan (5 yıllık ilahiyat programını okudukları takdirde) gençlerin, camilerde imamlık yapmayı isteyeceklerini kanıtlamak gerekir. Bugune kadar, durum pek de öyle olmadı. İbadethanelerle genelde birinci nesil göçmenler ilgilenmekte. Birinci nesil ile yeni nesil arasında ciddi bir kültürel kırılma da söz konusu. Belki de Diyanet’in, bu konuda ses getiren ve şaşırtan argümanları olabilir. Le Figaro/Ceviri Meryem Akyay |
1450 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |