• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
İslam Bilginleri Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu raporu Görmez tarafından kamuoyuna sunuldu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, başkanlığını yürüttüğü İslam Bilginleri Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu tarafından düzenlenen basın toplantısında İslam dünyasına birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajları verdi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Suudi Arabistan, Irak, Suriye, Filistin, Bosna-Hersek, Tunus, Lübnan, Katar ülkelerinin İslam bilginlerinin yer aldığı basın toplantısında, İslam dünyasına önemli mesajlar verdi.
İslam dünyasında kan ve gözyaşı akarken mezhepler arası ihtilaflarla zaman geçirmenin kabul edilemeyeceğini söyleyen Başkan Görmez, “Bugün artık mezhebi farklılıklar üzerinde konuşma günü değildir. Bugün İslam’ın üst aidiyeti yeniden kimliğimizi inşa etme günüdür. Dünyanın her tarafında kan gövdeyi götürürken, insanların mezhep ihtilafları içerisinde olmaları tahayyül edilemez. Bugün İslam’ın üst aidiyetiyle Müslüman kimliğini yeniden inşa etme günüdür. Arap’ın Türk’e, Türk’ün Arap’a; Şii’nin Sünni’ye, Sünni’nin Şii’ye herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Biz aynı ümmetin çocuklarıyız. Bugün sadece ve sadece ırkı, mezhebi kimlikleri bir tarafa bırakarak hak ve adalet için çaba sarf etme günüdür.” diye konuştu.
Başkan Görmez konuşmasında şu konulara temas etti:
“Toplum önderlerine, din bilginlerine, aydınlara ve siyasetçilere düşen görev entelektüel anlamda birlikteliğin kodlarını bugüne taşımaktır…”
Bütün bu duyarlılıklarla başlatmış olduğumuz inisiyatif çalışması sadece söz söylemeyecek, aktif bir çaba içerisinde olacaktır. Bizler geçmişten bugüne kadar aynı medeniyet havzasında var olmuş ve aynı medeniyet havasını soluyan toplumlar adına buradayız. Bugün biz toplum önderlerine, din bilginlerine, aydınlara ve siyasetçilere düşen görev entelektüel anlamda dün var olan birlikteliğin kodlarını bugüne de taşımak olmalıdır.
Dün bütün bu coğrafyayı selam ve eman yurdu yapan imanın, ahlakın ve hukukun hikmetini kavrayarak bugün de bunların tesisi için çaba ve gayret içinde olunacaktır. Kaybettiğimiz bu hikmetin şifrelerini yaptığımız toplantılarda çözmeye başlamış bulunmaktayız. Alınan kararlara bakılacak olursa görülecektir ki, evrensel olarak birlikte yaşamanın ahlaki kuralları rahatlıkla ortaya dini bir hassasiyetle ortaya konulmuştur. Bundan sonra yapılması gereken şey bu ahlaki ilkeler doğrultusunda bir hukukun tesis edilmesi yönünde çalışma yapmaktır. İnisiyatif grubu olarak gerek İslam bilginleri ve gerekse hukukçular ve entelektüellerle bu çalışmaların yapılması hususunda çaba ve gayret içerisinde olacağımızı belirtmek isterim.
“İslam dünyasında kan akmaya devam ederken, Müslümanların mezhep ihtilafları içinde olmaları kabul edilemez…”
Bugün artık mezhebi farklılıklar üzerinde konuşma günü değildir. Bugün İslam’ın üst aidiyeti yeniden kimliğimizi inşa etme günüdür. Dünyanın her tarafında kan gövdeyi götürürken, insanların mezhep ihtilafları içerisinde olmaları tahayyül edilemez. Bugün İslam’ın üst aidiyetiyle Müslüman kimliğini yeniden inşa etme günüdür. Arap’ın Türk’e, Türk’ün Arap’a; Şii’nin Sünni’ye, Sünni’nin Şii’ye herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Biz aynı ümmetin çocuklarıyız. Bugün sadece ve sadece ırkı, mezhebi kimlikleri bir tarafa bırakarak hak ve adalet için çaba sarf etme günüdür.
“Her türlü yerel ve mezhebi farklılıktan arınarak İslam kardeşliğiyle yeniden kardeş olma günüdür…”
Bugün özlemini duyduğumuz geçmişimize öykünme değildir. Bugün özlediğimiz sadece ve sadece hakkın, hukukun ve adaletin temel ilkeleriyle istikbali inşa etme günüdür. Bugün her türlü yerel ve mezhebi farklılıklarımızdan arınarak İslam’ın kardeşliğiyle yeniden kardeş olma günüdür. Bugün aradığımız vahdettir, uhuvettir ve muhabbettir. 
“Gençler! Sizler örnekliği bizde değil İslam peygamberinde arayınız…”
Bugün İslam dünyasında yaşanan her çatışma gençler üzerinde derin izler bırakmakta, Allah korusun Müslümanların yaptıklarını İslam’la eşleştirerek dine karşı bir mesafeye neden olmaktadır. Bugün İslam dünyasında yaşanan acı tabloları, İslam ile özdeşleştirenler İslamofobiayı körüklemek isteyen mihraklar değil. Gençlerimiz, çocuklarımız, aynı zamanda İslam dünyasında işlenen vahşetleri, dehşetleri İslam ile özdeşleşmeye başladılar. Buradan gençlere seslenmek isteriz ki; bizler size Peygamberin bizlere bıraktığı örnek bir hayat bırakamadık. Sizler örnekliği bizde değil İslam peygamberinde arayınız ve O’nun hayatını, mücadelesini ve ahlakını öğrenerek bütün peygamberleri kendinize rehber edininiz.
“Bilgi ve hikmeti yeniden güncellemek ve gelecek nesillere aktarmak İslam alimlerinin görevidir…”
Günümüz sorunlarını aşmak ancak bilgi ve hikmetle gerçekleşebilir. Bu hikmeti yeniden güncellemek ve gelecek nesillere aktarmak biz İslam âlimlerine düşmektedir.
“Karıncayı öldürmemeyi hac menasikinin içinde gören bir dinin mensubu olarak bir cana kıymanın ve masum insanları katletmenin hükmünü anlatmayı ihmal ediyoruz.”
İslam uleması olarak bizler sadece hac menasikini ifa ederken karınca öldürmenin hükmünü anlatmakla gün geçiremeyiz. Bütün İslam dünyasında kan akarken bizler, sadece ruyet-i hilal meselesini, imsakın ne zaman başladığını, orucu nelerin bozduğunu günlerce konuşarak ve anlatarak görevimizi ifa edemeyiz. Bizler karıncayı öldürmemeyi hac menasikinin içinde gören bir dinin mensubu olarak bir cana kıymanın ve masum insanları katletmenin hükmünü anlatmayı ihmal ediyoruz. 
Bizler orucu nelerin bozduğunu anlatırken, teravih kılan insanların üzerine bombalar yağdırmanın İslam’ın vahdetini ve Ümmetin birliğini nasıl dağıtacağını ve bozacağını da kendi halklarımıza, gençlerimize, toplumlarımıza, gençlerimize anlatmalıyız.
“Tüm ayrılık, çatışma ve kargaşaya rağmen vahdeti, uhuvveti, muhabbeti anlatmaktan vazgeçmemeliyiz…”
Tüm ayrılık, çatışma ve kargaşa fitnelerine rağmen bizler var gücümüzle vahdetten, uhuvvetten, muhabbetten ve rahmetten bahsetmeye devam etmeliyiz. Bu fitne ateşi ancak bu güzelliklerin inşasıyla defedilir. Bunun dışında söylenecek hiçbir sözün ve fetvanın bir değeri yoktur.

İslam Bilginleri Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na sunulan İyi Niyet Mektubu, temas grubunun başkanlığını yürüten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından kamuoyuna sunuldu.

İslam bilginleriyle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ilk olarak başkanlığını yürüttüğü Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu’nun çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
Başkan Görmez, İslam dünyasında kardeş kavgasının yükseldiğini, şiddet, tedhiş, katliam, cami bombalamaları gibi, hem İslam’ın hem de insanlığın kabul edemeyeceği büyük acılar yaşandığını söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak “Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye giden karınca misali” İslam bilginlerine, alimlerine, dini müesseselere barış ve itidal çağrısında bulduklarını belirten Başkan Görmez, İslam dünyasından gelen tepkileri “umut verici” olarak değerlendirdi.
Barış ve İtidal Temas Grubu olarak İslam bilginlerine, dini müesseselerin başkanlarına, devlet adamlarına, “İyi Niyet Mektubu” sunma kararı aldıklarını bildiren Başkan Görmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na sunulan “İyi Niyet Mektubu” nu kamuoyuyla paylaştı.
Başkan Görmez şunları söyledi:
“Müslüman toplumlardaki iç çekişmeler giderek şiddet ve çatışma eğilimini artırmaktadır…”
İslam dünyası ve Müslümanlar yüzyılımızın en zor şartları altında yaşamakta ve sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. Uzun süredir İslam dünyası gerek iç ve gerekse dış sebeplerle bir belirsizlik içerisine girmiştir. Başta Filistin ve Suriye sorunu olmak üzere Müslüman toplumlardaki iç çekişmeler giderek şiddet ve çatışma eğilimini artırmaktadır. Yaşanan bu süreçte adam öldürmeler, intihar saldırıları, masum insanları kaçırmalar, camileri bombalamalar, kutsal mekânları tahrip etmeler ve milyonları yerlerinden yurtlarından etmeler sadece buradaki insanları etkilemekle kalmıyor, İslam algısını tahrip ediyor ve tüm dünyadaki Müslümanların başlarını öne eğdiriyor. Bu durum azınlık olarak yaşadıkları bölgelerde Müslümanları toplumsal dışlanmaya ve ötekileştirilmeye maruz bırakıyor.
“İslamofobi endüstrisi, Müslümanlar aleyhine acımasız bir propaganda yaparak İslam’la ilgili korkuyu yüreklere salmaya çalışıyor…”
Müslümanlar bulundukları coğrafyalarda korku, dışlanma ve şiddet tehdidi altında yaşamayla karşı karşıya kalıyorlar. Bugün bir endüstriye dönüşen İslamofobi, İslam dünyasındaki çatışmaları ve yaşanan manzaraları gösterip Müslümanlar aleyhine acımasız bir propaganda yaparak İslam’la ilgili korkuyu yüreklere salmaya çalışıyor. Gelecekte daha da tahripkâr olacak bu durum karşısında büyük bir sessiz çoğunluğun vicdanı yaralıyor ve yürekler bu acıyı taşıyamaz hale geliyor. Düne kadar her biri selam ve eman yurdu olan İslam şehirleri kaosla, çatışmayla ve ölümlerle anılır duruma geliyor.
“Zulmetmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmayacaksın!”
Tüm peygamberlerin ortak mesajı, İslam’ın evrensel barış içeren mesajıdır. Zulmetmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmayacaksın! Herkesin namusunu, canını, nesebini, iffetini, şerefini ve haysiyetini dokunulmaz sayacaksın! İnsanlık tarihi tevhidle şirkin, iyiyle kötünün, hak ile batılın ve adaletle zulmün arasındaki mücadeleyle geçmiştir. Bu bağlamda peygamberlerin varisleri olarak içinizden bir grup bulunsun, iyiliği emretsin, kötülükten alıkoysun hükmünce İslam dünyasının her bölgesinden İslam bilginleri İstanbul’da “Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” adıyla toplanarak 3 günlük müzakere sonucunda tüm Müslümanlara bir deklarasyonu yayınlamışlardır. İş bu temas grubu aşağıdaki çalışmaları yapacaktır:
“Toplumsal barışın hayata geçirilmesi için çaba gösterilecektir…”
· Temas grubu en üst düzeyde bütün ülkeler, kuruluşlar, uluslararası teşkilatlar nezdinde girişimlerde bulunarak çatışmazlık halinin sağlanması ve toplumsal barışın hayata geçirilmesi için çaba gösterecektir.
“İslam dünyasında yaşanan çatışmaların kalıcı etnik ve mezhepsel bir yapıya dönüşmemesi için girişimlerde bulunulacaktır…”
· İslam dünyasında yaşanan çatışmaların kalıcı etnik ve mezhepsel bir yapıya dönüşmemesi için ilgili tüm kurum ve kuruluşlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunacaktır.
· Başta İslam ülkeleri olmak üzere, tüm dünyada İslam’ın barış ve çatışmazlık dilinin yaygınlaşması için entelektüel bir çaba ve gayret içinde olacaktır.
“Çatışma alanlarında sorunların dini hassasiyetler çerçevesinde çözülmesi için gayret sarf edilecektir…”
· Sıcak çatışma alanlarında ve çatışan taraflar nezdinde, sorunların dini hassasiyetler çerçevesinde çözülmesi için çaba sarf edecek ve çatışmazlık ortamını sağlamaya çalışacaktır.
“İslam dünyasında terör ve şiddet eylemleri bulunan tüm grupların marjinalize edilmesi gerekmektedir…”
· Uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerinde baskı oluşturarak, İslam dünyasında terör, şiddet vb. tutum, yol ve yöntem içerisinde bulunan tüm grupların marjinalize edilmesi için gayret edecektir.
“İslam alimlerinin barış ve itidal çabalarına katkı sağlanmalıdır…”
· Mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, İslam toplumlarına yön veren İslam alimlerinin barış ve itidal çabalarına katkı sağlamalarını temin etmeye çalışacaktır. 
“Barış içinde birlikte yaşama kültürünü, ümmetin arasında yayma gayreti içinde olunacaktır…”
· Barış içinde birlikte yaşama ve iletişime açık olma kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla İslam alimleri arasında irtibat sağlayacak ve bu kültürü ümmetin arasında yayma gayreti içinde olacaktır.
Basın toplantısına Irak’tan Dr. Hüseyin Gazi Hüseyin Abdurrahman, Suriye’den Ahmed Muâz el-Hatîb, Tunus’tan Abdülmecid Neccar, Lübnan’dan Dr. Ali el-Hakîm, Filistin’den Dr. Nevaf Takrurî, Bosna Hersek’ten Hüseyin Efendi Kavazoviç, Suudi Arabistan’tan Prof. Dr. Münir Hamid Abbud el-Beyatî, Katar’dan Dr. Ali Muhyiddin Karadağî ile birlikte Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri ve Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yetkilileri katıldı.
  
817 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın