• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
Görmez İmamları Uyardı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı 'Din görevlileri kendilerini yenilemiyor."

Diyanet’teki görev tanımlarının değiştiğini vurgulayan Başkan Görmez, 2 bin 500’den fazla din görevlisine hitaben yaptığı konuşmada şu hususların altını çizdi;

“Allah bizleri Peygamberlerin makamında istihdam ediyor…”

Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Allah yeryüzünde yarattığı her kuluna bir vazife veriyor. Bir yerde istihdam ediyor. Allah bizleri Peygamberlerin makamında istihdam ediyor. Bizi minberde kitabının öğretiminde istihdam ediyor. Ne kadar şükretsek azdır. Allah üstümüze yüklediği vazifeleri hakkıyla ifa etmeyi bizlere nasip eylesin. Dünyamız zor süreçlerden geçiyor. İslam dini, tarihinin en zor sürecinden geçiyor. Müslümanlar, İslam coğrafyası tarihinin en zor zamanlarını yaşıyor. Böyle bir dünyada dünyanın umudunu bağladığı bir ülkede sizler milletimizin dini ve manevi hayatına hizmet ediyorsunuz. Bu görevleri hakkıyla ifa etmemiz için dua etmemiz gerekiyor.

“Milletin dini ve manevi hayatını ayakta tutmak bizim asli görevimizdir…”

Diyanet’teki görevler ikiye ayrılır. Biri asli görevler, diğeri tali görevler. İdarecilik görevleri dahil masa başı görevler tali görevlerdir. Bizim asli görevimiz mihrap görevidir. Bizim asli görevimiz, minber görevidir. Milletin dini ve manevi hayatını ayakta tutmak bizim asli görevimizdir. Biz bu asli görevlerimizi yerine getirdiğimizde hem Allah’a hem de millete karşı olan görevlerimizi yerine getirmiş oluruz. Biz görev tanımlarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. On sene önceki görev tanımlarımızla bugünkü görev tanımlarımız değişmiştir. Hayat değişiyor, toplum değişiyor, tüm görev tanımlarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.

“İmam, sadece namaz kıldırma görevlisi değil, mahallesinin, köyünün dini ve manevi hayatını ayakta tutan kişidir…”

İmam-Hatip kavramı son derece önemli bir kavramdır. İmamlık mesleği sadece namaz kıldırma görevi değil, mahallesinden, köyünden sorumlu olan, onların derdini bilen, mahallesinin köyünün dini ve manevi hayatını ayakta tutan kişidir. Bir imam mahallesinin, köyünün bütün sakinlerinin haritası önünde olarak hepsinden haberdar olmalıdır. Mahallesindeki tüm gençlerden, hastalardan, bağımlılardan, varsa mahkumlardan, o mahallede yaşayan ailelerden hepsinden haberdar olmalıdır. Mahallesindeki hastayı ilk ziyaret eden o mahallenin imamı olmalıdır. Aralarında sorun olan aileleri o mahallenin imamı barıştırmalıdır. Asıl din hizmeti budur.

“Bizim görevimiz, İslam’ı camiye hapsetmek değil, sokakta, pazarda, evde her yerde yaşanır kılmaktır…”

Tıpkı insanlar gibi şehirlerin de ruhu vardır. Ruh bedeni terk ettiği zaman nasıl ki beden bir cenazeden ibaret kalır. Şehirlerin ruhu da şehirleri terk ettiği zaman şehirler kuru binalardan ibaret kalır ve o şehirler yaşanmaz hale gelir. Şehirlerin ruhunu ayakta tutan ise manevi hayattır, ilmi, kültürel hayat o şehrin ruhunu ayakta tutar. O şehrin ruhu aynı zamanda o şehirde yaşayan insanlara ruh üfler, hayat verir. Onları tarih sahnesinde sürekli kılar. Milleti millet kılan değerleri ayakta tutandır o ruh. Bizlerin görevi bu ruhu diri tutmaktır. Bizim görevimiz, sadece dini, İslam’ı camiye hapsetmek değil, sokakta, pazarda, evde her yerde yaşanır kılmaktır.

“Diyanet, artık sadece Türkiye’nin değil, gönül coğrafyamızdaki, Afrika’daki, Latin Amerika’daki, Pasifik Asya’daki, Rusya’daki Müslüman kardeşlerimizin de Diyanetidir…”

Diyanet İşleri Başkanlığı, artık sadece Türkiye’nin değil, gönül coğrafyamızdaki bütün Müslüman kardeşlerimizin, Afrika’daki Müslüman kardeşlerimizin, Latin Amerika’daki, Pasifik Asya’daki, Rusya’daki Müslüman kardeşlerimizinDiyanetidir. Hizmetlerinizi planlarken bütün bu dünyaları da hesaba katarak planlayacaksınız. Bütün bu dünyalardaki Müslümanları, mazlumları, mağdurları düşünerek planlayacaksınız.


Diyanet  İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, din görevlilerinin en önemli probleminin mesleğe girince kendini salıvermek olduğunu belirterek, "Yeni şartlara uymak üzere kendimizi yenilemek gibi bir derdimiz olmuyor. Halbuki, yenilenmeyen yenilir" dedi.
 
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz Din görevlileri kendilerini yenilemiyor 

Yılmaz, Kastamonu İl Müftülüğünde din görevlileriyle yaptığı toplantıda yaptığı konuşmada, Kur'an-ı Kerim'i okurken çeşitli kıraatler ve tavırlar olduğunu söyledi.
 
İslam dünyasında yapılan Kur'an-ı Kerim okuma yarışmalarının, ülkelerin kendi propagandalarını yaptıkları bir alana dönüştüğünü savunan Yılmaz, şöyle konuştu:
 
"Bu konuda en çok rant elde eden ülke de İran, biliyorsunuz. İran bu konuda çok iyi tanıtım yapıyor. Bu işin şovunu da çok iyi yapıyor ve hakikaten ülkesini de bu manada çok iyi tanıtıyor. Dolayısıyla, bizim ülkemizdeyse, özellikle hafızlık konusunda ülkemiz insanlarının çok iyi bir seviyede olduğunu düşünüyorum. Kıraati de çok iyi insanlarımız var ama bizim kusurumuz ne? Biz de biraz prezentasyon problemi var, takdim edemiyoruz. Bu tür yarışmalara gitmeden önce, gençlerimizi, adaylarımızı belki bir ay, 2 ay, 3 ay eğitime alıp orada nasıl bir edayla, nasıl bir sedayla topluluk karşısına çıkmalı, revaç nedir, hangi konularda ilgi var, onları bilmeliyiz."
 
Yılmaz, herhangi bir yarışma teklifi geldiğinde İran'ın önceden yarışmanın yapılacağı yerin şartlarını öğrendiğini dile getirdi. Sonra ilgili ülkeye gidecek en göz doldurucu kişiyi seçtiğini ve yanına dil bilen bir rehber verdiğini aktaran Yılmaz, "Gittiğinde ortamı hazır buluyor. Biz de elinden tutma işi biraz zayıf maalesef. Bu, bizim kusurumuz tabi. Kıraat kurulumuzla Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve bunların yurtdışı ayağıyla müştereken artık Türkiye'nin yurtdışında hafızlık adına önemli adımlar atıyor. Bizim hafızlarımızın, güzel okuyucularımızın sesleri oralarda yankılansın istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
 
Yılmaz, böylelikle Türkiye'nin bayrağının dalgalandırılacağını ve yeni gelen nesilin teşvik edilmiş olacağını bildirdi. Din görevlilerinin biraz daha çıtayı yükseltme derdinde olması gerektiğini, bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
 
"Meslektaşlarımızın ön önemli problemi, mesleğe girince kendimizi salıveriyoruz. Her gün bir öncekinden daha iyi olma özelliğimiz olmuyor bizim maalesef. Bir başlıyoruz mesleğe, başladığımız günden daha geriye düşüyoruz. Yeni şartlara uymak üzere kendimizi yenilemek gibi bir derdimiz olmuyor. Halbuki, yenilenmeyen yenilir. Bunun için hepimiz okumaya, yeni bilgiler öğrenmeye muhtacız."
 
Yılmaz, kendini yenileyen din görevlilerinin çok iyi şeyler yaptığını aktararak, bunu her yerde gördüklerini kaydetti.
  
831 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın