Görmez, Fransa'da görev yapacak din görevlileriyle bir araya geldi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, yurtdışında görev yapacak din görevlileriyle bir araya geldi. Rıfat Börekçi Eğitim Merkezi'nde Almanya ve Fransa'da görev yapacak 120 din görevlisine hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Allah’ın dinine hizmet etmek Allah’ın bir lütfudur. Bu hizmeti başka dünyalara taşımak Allah’ın daha büyük bir lütfudur” dedi. “İslamofobik hastalıkların bütün toplumu kuşattığı, nefretin oluştuğu, İslam konusunda bilgi kirliliklerinin yaşandığı, cami önlerine domuz kafalarının bırakıldığı, protesto edildiği, camilere ırkçı yazıların yazıldığı bir dönemde gidiyorsunuz.” diyen Başkan Görmez, “Oradaki nice çocukların isimlerini gizlemek zorunda kaldıkları bir dünyaya gidiyorsunuz. Özgürce “Ben Müslümanım. Benim adım Ahmet, benim adım Mehmet, benim adım Muhammed” diyemedikleri bir dönemde gidiyorsunuz. Göreviniz çok daha zor.” ifadelerini kullandı. Başkan Görmez, İslam dünyasında oluşan yanlış anlayışları, başka dünyalarda meydana getirdiği öfkeyi, kini izale etmek için çok daha yoğun çalışmalar gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Kimliğin ve kültürün muhafaza edilmesi en önemli husustur…” Millet olarak göç hikâyemiz tarihin derinliklerine dayanır. Bizi göçmen bir millet olarak tarif edenler vardır. Tarih bize yön vermeye başladığı zaman farklı göçler başlamış. Dolayısıyla 60’lı 70’li yıllardaki göçlerimiz, milletimizin çocuklarının başka dünyalara göçü iş göçü sebebiyle olmuştur. Bazen bu iş göçünün yanında beyin göçüne dönüşen göçler de görülmektedir. Bir hicret sonrasında kendi varlık ve kimliklerini nasıl koruyacağı konusu göçen insanların en hayati meselesidir. Bizler ve bizi misafir olarak kabul eden ülkeler bu insanların nasıl bir manevi hayat yaşayacaklarını, kendi kimliklerini nasıl koruyacaklarını, dinlerini, imanlarını nasıl koruyacaklarını, çocuklarına bunu nasıl öğreteceklerini, vefat ettiklerinde kimin namazı kıldıracağını kimse düşünmedi. “Diyanet’in hizmet götürdüğü hiçbir camide İslam’ın rahmet yüzünü mahcup edecek hiçbir söz ve davranış neşet etmemiştir…” Eğer genel anlamda bir asimilasyondan söz edilmiyorsa bu Diyanet hizmetlerinin sayesinde olmuştur. Diyanet, Avrupa’da millet varlığımız nezdinde yapılanmasaydı bugün millet varlığımızın büyük kısmını kaybederdik. Eğer bugün, İslam’ın Avrupa'daki konumuna baktığımızda Diyanet’in hizmet götürdüğü hiçbir camide İslam’ın rahmet yüzünü mahcup edecek hiçbir söz ve davranış bizim hizmetlerimizden neşet etmemişse burada Diyanet’in yıllar yılı oralarda hizmet eden bütün mensuplarının özverileri vardır. Buradan vefat edenleri rahmetle yâd etmek, berhayat olanlara da sağlık, afiyetle hayırlı hizmetler dilemekle mükellef olduğumuzu ifade etmek isterim. Hem barış içerisinde bir hizmetin yapılması, hem de nesillerin kaybolmasının büyük oranda önlenmesi bakımından sizler yeni dönemin habercisi olarak gideceksiniz. “İslam dünyasında oluşan yanlış anlayışları, başka dünyalarda meydana getirdiği öfkeyi, kini izale etmek için çok daha yoğun çalışacaksınız...” Zor bir dünyaya gidiyorsunuz. Çünkü İslamofobik hastalıkların bütün toplumu kuşattığı, nefretin oluştuğu, İslam konusunda bilgi kirliliklerinin yaşandığı, cami önlerine domuz kafalarının bırakıldığı, protesto edildiği, camilere ırkçı yazıların yazıldığı bir dönemde Avrupa’ya gidiyorsunuz. Oradaki nice çocukların isimlerini gizlemek zorunda kaldıkları bir dünyaya gidiyorsunuz. Özgürce “Ben Müslümanım. Benim adım Ahmet, benim adım Mehmet, benim adım Muhammed” diyemedikleri bir dönemde gidiyorsunuz. Göreviniz çok daha zor. Hem o nesillerin kendi Müslüman kimliklerini ayakta tutmalarını hem de özgürce bunu ifade etmelerini sağlayacaksınız, onlara nefretle bakan insanların yüreklerindeki kini, nefreti sökmekle mükellefsiniz. Hem nesillerin geleceğini koruyacak ve kurtaracak hem de İslam dünyasında oluşan yanlış anlayışları, başka dünyalarda meydana getirdiği öfkeyi, kini izale etmek için çok daha yoğun çalışacaksınız. Başkan Görmez, konuşmasının son bölümünde din görevlilerine “Gideceğiniz yerlere hazırlıklı olmalısınız. Görev yapacağınız yerin sosyal dokusunu inceleyiniz. Orada bulunan Müslüman halkları ziyaret ediniz. Diğer din mensuplarını ziyaret ediniz. Sizin götüreceğiniz mesajlar önemlidir. O nedenle ilimle dolu olmalısınız. Bu hizmet sizi ilmen ve manen güçlendirecektir.” tavsiyelerinde bulundu. ‘Yurtdışı Göreve Hazırlayıcı Eğitim Semineri’ ve dil kurslarına katılan 120 din görevlisi Avrupa’da görev yerlerine gidecekler. |
835 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |